17 Şubat 2013 Pazar

Sosyal Medya Amerikan Kampanyalarının Artık Vazgeçilmezi

Dijital Kampanya Haberleri Televizyonun Ensesinde

Bağımsız bir araştırma kuruluşu olan PEW Araştırma Şirketinin (Pew Research Center) 2000 yılından itibaren düzenli olarak yayınladığı PEW Internet ve Amerikan Hayatı Projesi (Pew Internet and American Life Project) 2012 Amerikan Kampanya’sına ait internet araştırma sonuçlarını yayınladı.

Pew’in araştırma sonuçlarına göre internet kampanya haberlerini alma konusunda büyüyen bir platform, ama henüz televizyonu geçebilmiş değil. Kampanya haberi alma araçları sorulduğunda  seçmenlerin %38’si yerel televizyon haberlerini, %36’sı ise interneti kullandığını söylüyor.

Araştırmaya göre seçim gecesi sonuçları izleyen seçmenlerin % 27’si aynı zamanda hem televizyon, hem de bilgisayar veya başka bir akıllı araç kullandı. Yani aslında iletişim mecraları arttıkça, seçmen de kendi yararlandığı iletişim ağlarını çoğaltmaya devam ediyor. Bu bakımdan kampanya haberleri almak söz konusu olduğunda yeni mecraların eklendiğinden bahsetmek kaçınılmaz olmakla beraber, eski yöntemlerin terk edildiğini söylemek zor.

2008 Başkanlık Seçimlerinde %37 olan Sosyal Medya Kullanım Oranı 2012 Seçimlerinde %69’a Çıktı !

PEW Araştırma Şirketinin gerçekleştirdiği araştırmaya göre 2012 Amerikan seçim kampanyası döneminde Amerikan yetişkin nüfusunun %69’u sosyal medyayı kullandı. Sosyal medyayı kullanan bu oranın 2008 Amerikan seçimleri esnasında %37 olduğunu hatırlayacak olursak, sosyal medyanın siyasete ve seçim kampanyalarına hızlı bir adaptasyon sürecinden geçtiğini söyleyebiliriz. 
Seçim dönemi sosyal medyayı kullanan seçmen kim?

Erkek seçmenlerin %63’ü, kadın seçmenlerin ise % 75’i sosyal medyayı kullanıyor. Siyasi eğilimler açısından değerlendirecek olursak, liberallerin %79’unun, ılımlıların  %70’inin, muhafazakarların ise %63’ünün düzenli olarak sosyal medya kullandıkları biliniyor.

 Yaş gruplarına bakacak olursak:
18-29 yaş arasında kullanım oranı: %92
30-49 yaş arasında kullanım oranı: %73
50-64 yaş arasında kullanım oranı: %57
65 üstünde kullanım oranı: 38%

Yani yaş grubu açından sosyal medya kullanıcı kümesinin büyük çoğunluğunu 18-29 yaş grubu ile 30-49 yaş grubu oluşturuyor. 

Partizan dağılımlarına bakılacak olursa, cumhuriyetçilerin  %65’i, bağımsızların %71’i,  demokratların ise % 71’i sosyal medya kullandığını belirtti.   
Sosyal Medya Kullanıcıların %34’ü siyasi veya sosyal konularda kendi düşüncelerini yayınlıyor; başkasının yayınlanan iletisini  “beğenme” veya “paylaşma” oranı ise %38’e çıkıyor. 
Seçilmiş siyasileri veya adayları takip ettiklerini söyleyen kullanıcı oranı  %20.

Sosyal Medya’dan Yakın Çevre Siyasi Eğilim Keşfi…

Sosyal medya siyasal kampanya sürecine girdikçe kullanıcılarının da siyasi eğilimlerini ortaya çıkartmasına aracı olmaya ve belki daha önce hiç siyasi konuşmalara girmemiş kişilerin birbirlerinin siyasi eğilimlerini de öğrenmelerine vesile olmaya başladı. Araştırmaya göre, sosyal medya kullanıcıların %38’i arkadaşlarının siyasi fikirlerinin kendi fikirleriyle uyuşmadığını sosyal medya üzerinden keşfetti. Ama bunlardan sadece %9’u bu uyumsuzluktan dolayı arkadaşını yasakladı veya ilişkisini kesti.  

Sosyal medya sitelerine arkadaşları tarafından siyasi içerikli bildiri koyan kullanıcıların  %25’i her zaman veya çoğunlukla arkadaşlarıyla siyasi bildirinin içeriği ile ilgili hem fikir olduğunu, % 73’i ise bazen veya hiçbir zaman aynı fikirde olmadığını belirtiyor.
Sosyal Medya “Oy Verme” duyurusunun da bir parçası oldu: Araştırma sonuçlarına göre oy kullanan seçmenin % 22’si Facebook ve Twitter üzerinden verdikleri oyu ilan etti.

Aile ve Arkadaşlar İş Başında...

Amerikan seçmenleri sosyal medyayı sadece hangi adaya oy verdiklerini ilan etmek için kullanmamış elbette... Yapılan araştırmaya göre kayıtlı seçmenlerin %30’u aile üyeleri veya arkadaşları tarafından Facebook ve Twitter üzerinden oy vermeye teşvik edildi. Kayıtlı seçmenlerin %20’si sosyal medyayı bu amaç için yani bağımsız seçmenleri oy vermeye teşvik etmek için kullanıyor. Yani %20’lik kayıtlı seçmen, %30’luk kayıtlı seçmeni kampanya süresince sosyal medyadan oy vermeye teşvik etmeye çalıştığı tespit edildi.

Kayıtlı seçmen yakın çevresi, yani aile üyeleri ve arkadaşları tarafından sadece sosyal medyadan mı teşvik edilmeye çalışılıyor? Elbette hayır.  PEW’in  araştırma sonuçlarına bakacak olursak seçmenlerin siyasetle ilgilenen yakın çevreleri aslında her yolu kullanıyor.

Seçmene Ulaşma Yolları
Obama Lehine
Romney Lehine
Yüz yüze görüşme
29%
32%
Sosyal Medya
25%
25%
Telefon Aramaları
17%
18%
Email
12%
15%
Telefon Yazılı Mesajı (SMS)   
6%
7%

Yukarıdaki şemada da görebileceğimiz üzere, seçmene ulaşma yolları içerisinde aile üyeleri ve arkadaşlar arasıda en çok kullanılan yol yüz yüze görüşme oldu. Sosyal medya, adayların aileleri ve yakınları tarafından eşit oranda kullanılırken; telefon aramaları, email yollama ve telefon yazılı mesajları (SMS) da kullanılmaya devam edildi.

Peki, son dönem seçim kampanyalarının sosyal medya ağırlıklı olduğu algısı varken  yukarıda gördüğümüz bu oranlar bize ne söylüyor? Evet, en geleneksel yöntem olan yüzyüze görüşme yönteminin bırakılmadığını, en azından aile ve yakın çevre tarafından en çok kullanılan yöntem olmaya devam ettiğini. Söz konusu aile ve yakın çevre olduğu için bunun normal olduğu düşünülebilir elbette. Ama 2012 seçim kampanyasını tüm boyutlarıyla ele aldığımızda da biliyoruz ki geleneksel yöntemler sanıldığının aksine terk edilmiş değil, aksine tüm hızıyla geri dönüş yaşamaya başladı bile...

Cep Telefonları Haber Alma Yarışının Neresinde?

Kayıtlı seçmenlerin %27’si 2012 Amerikan seçim kampanyası sırasında cep telefonlarını seçim haberleri veya çeşitli siyasi içerikli haber almak amacı ile kullandığını söylüyor.

Cep telefonunu bu amaçla kullanan seçmenlerin %37’si liberal, %28’i ılıman ve %25’i muhafazakâr olduğunu beyan etti. Kampanya müddetince cep telefonunun siyasi bir araç olarak kullanılmasının liberallerde daha yaygın olduğunu söylemek mümkün olsa da, cep telefon kullanımının yaygınlığını düşünecek olursak %27’lik oran bize seçim dönemlerinde bu mecranın “haber alma” amacıyla kullanımının yüksek olmadığını gösteriyor.

Bağış yapan seçmenin %10’u yaptıkları bağışı cep telefonu aracılığı ile yaptığını belirtmiş olması da yine cep telefonlarının bu alandaki kullanım yetersizliğini gösteriyor.

Sonuç...

PEW’in araştırma sonuçlarına toplu bakacak olursak, 2012 Amerika Birleşik Devletleri Başkanlık seçimi süresince yeni gelişen iletişim teknolojilerinin seçim kampanyalarında varolan etkisinden bahsetmemek mümkün değil. Fakat, tek tek ele alındıklarında henüz hiçbiri seçim haberi alma konusunda televizyon haberlerini geçebilmiş değil. İletişim mecralarının sayıları  arttıkça yeni mecraların yeni kullanıcılar bulduklarını da söylemek mümkün. Özellikle genç seçmeni siyasal katılım sürecine dahil etmek için yeni yöntemleri göz ardı etmek mümkün değil. Tüm bunların sonucunda ne oluyor?

Kampanya Bütçeleri Artıyor Artıyor Artıyor...

Farklı katagorideki seçmenlerin farklı mecraları tercih etmesi ve farklı iletişim mecralarını farklı amaçlarla kullanması siyasi kampanyaların seçmenlere ulaşabilmek için daha fazla yatırım yapmasını gerektiriyor ve kampanya bütçelerinin her geçen gün büyümesine neden oluyor. 2008 seçimlerine göre %13 daha fazla büyüyerek 6 milyar dolarlık harcama ile rekor bütçeye ulaşan 2012 Amerikan seçimleri bize bize artan bütçenin ulaşabileceği boyutları gösteriyor.



http://pewinternet.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder