Dijital Kampanya Haberleri Televizyonun Ensesinde
Bağımsız bir araştırma kuruluşu olan PEW
Araştırma Şirketinin (Pew Research Center) 2000 yılından itibaren düzenli
olarak yayınladığı PEW Internet ve Amerikan Hayatı Projesi (Pew Internet and
American Life Project) 2012 Amerikan Kampanya’sına ait internet araştırma
sonuçlarını yayınladı.
Pew’in
araştırma sonuçlarına göre internet kampanya haberlerini alma konusunda büyüyen
bir platform, ama henüz televizyonu geçebilmiş değil. Kampanya haberi alma
araçları sorulduğunda seçmenlerin %38’si
yerel televizyon haberlerini, %36’sı ise interneti kullandığını söylüyor.
Araştırmaya
göre seçim gecesi sonuçları izleyen seçmenlerin % 27’si aynı zamanda hem televizyon,
hem de bilgisayar veya başka bir akıllı araç kullandı. Yani aslında iletişim
mecraları arttıkça, seçmen de kendi yararlandığı iletişim ağlarını çoğaltmaya
devam ediyor. Bu bakımdan kampanya haberleri almak söz konusu olduğunda yeni
mecraların eklendiğinden bahsetmek kaçınılmaz olmakla beraber, eski yöntemlerin
terk edildiğini söylemek zor.
2008 Başkanlık Seçimlerinde %37 olan Sosyal Medya
Kullanım Oranı 2012 Seçimlerinde %69’a Çıktı !
PEW Araştırma Şirketinin gerçekleştirdiği
araştırmaya göre 2012 Amerikan seçim kampanyası döneminde Amerikan yetişkin
nüfusunun %69’u sosyal medyayı kullandı. Sosyal medyayı kullanan bu oranın
2008 Amerikan seçimleri esnasında %37 olduğunu hatırlayacak olursak, sosyal
medyanın siyasete ve seçim kampanyalarına hızlı bir adaptasyon sürecinden
geçtiğini söyleyebiliriz.
Seçim dönemi sosyal medyayı kullanan
seçmen kim?
Erkek seçmenlerin %63’ü, kadın seçmenlerin ise
% 75’i sosyal medyayı kullanıyor. Siyasi eğilimler açısından değerlendirecek olursak,
liberallerin %79’unun, ılımlıların %70’inin,
muhafazakarların ise %63’ünün düzenli olarak sosyal medya kullandıkları biliniyor.
18-29 yaş arasında kullanım oranı: %92
30-49 yaş arasında kullanım oranı: %73
50-64 yaş
arasında kullanım oranı: %57
65 üstünde kullanım oranı: 38%
Yani yaş grubu açından sosyal medya kullanıcı kümesinin büyük çoğunluğunu 18-29 yaş grubu ile 30-49 yaş grubu oluşturuyor.
Partizan dağılımlarına bakılacak olursa,
cumhuriyetçilerin %65’i, bağımsızların
%71’i, demokratların ise % 71’i sosyal
medya kullandığını belirtti.
Sosyal Medya Kullanıcıların %34’ü siyasi veya
sosyal konularda kendi düşüncelerini yayınlıyor; başkasının yayınlanan
iletisini “beğenme” veya “paylaşma”
oranı ise %38’e çıkıyor.
Seçilmiş siyasileri veya adayları takip
ettiklerini söyleyen kullanıcı oranı %20.
Sosyal Medya’dan Yakın
Çevre Siyasi Eğilim Keşfi…
Sosyal medya siyasal kampanya sürecine
girdikçe kullanıcılarının da siyasi eğilimlerini ortaya çıkartmasına aracı
olmaya ve belki daha önce hiç siyasi konuşmalara girmemiş kişilerin
birbirlerinin siyasi eğilimlerini de öğrenmelerine vesile olmaya başladı. Araştırmaya
göre, sosyal medya kullanıcıların %38’i arkadaşlarının siyasi fikirlerinin
kendi fikirleriyle uyuşmadığını sosyal medya üzerinden keşfetti. Ama bunlardan
sadece %9’u bu uyumsuzluktan dolayı arkadaşını yasakladı veya ilişkisini kesti.
Sosyal medya sitelerine arkadaşları tarafından
siyasi içerikli bildiri koyan kullanıcıların
%25’i her zaman veya çoğunlukla arkadaşlarıyla siyasi bildirinin içeriği
ile ilgili hem fikir olduğunu, % 73’i ise bazen veya hiçbir zaman aynı fikirde
olmadığını belirtiyor.
Sosyal Medya “Oy Verme” duyurusunun da bir
parçası oldu: Araştırma sonuçlarına göre oy kullanan seçmenin % 22’si Facebook
ve Twitter üzerinden verdikleri oyu ilan etti.
Aile ve
Arkadaşlar İş Başında...
Amerikan seçmenleri sosyal medyayı sadece
hangi adaya oy verdiklerini ilan etmek için kullanmamış elbette... Yapılan
araştırmaya göre kayıtlı seçmenlerin %30’u aile üyeleri veya arkadaşları
tarafından Facebook ve Twitter üzerinden oy vermeye teşvik edildi. Kayıtlı
seçmenlerin %20’si sosyal medyayı bu amaç için yani bağımsız seçmenleri oy
vermeye teşvik etmek için kullanıyor. Yani %20’lik kayıtlı seçmen, %30’luk
kayıtlı seçmeni kampanya süresince sosyal medyadan oy vermeye teşvik etmeye
çalıştığı tespit edildi.
Kayıtlı seçmen yakın çevresi, yani aile
üyeleri ve arkadaşları tarafından sadece sosyal medyadan mı teşvik edilmeye
çalışılıyor? Elbette hayır. PEW’in araştırma sonuçlarına bakacak olursak
seçmenlerin siyasetle ilgilenen yakın çevreleri aslında her yolu kullanıyor.
Seçmene Ulaşma Yolları
|
Obama Lehine
|
Romney Lehine
|
Yüz yüze görüşme
|
29%
|
32%
|
Sosyal Medya
|
25%
|
25%
|
Telefon Aramaları
|
17%
|
18%
|
Email
|
12%
|
15%
|
Telefon Yazılı Mesajı (SMS)
|
6%
|
7%
|
Yukarıdaki şemada da görebileceğimiz üzere,
seçmene ulaşma yolları içerisinde aile üyeleri ve arkadaşlar arasıda en çok kullanılan
yol yüz yüze görüşme oldu. Sosyal medya, adayların aileleri ve yakınları
tarafından eşit oranda kullanılırken; telefon aramaları, email yollama ve
telefon yazılı mesajları (SMS) da kullanılmaya devam edildi.
Peki, son dönem seçim kampanyalarının sosyal
medya ağırlıklı olduğu algısı varken
yukarıda gördüğümüz bu oranlar bize ne söylüyor? Evet, en geleneksel
yöntem olan yüzyüze görüşme yönteminin bırakılmadığını, en azından aile ve
yakın çevre tarafından en çok kullanılan yöntem olmaya devam ettiğini. Söz
konusu aile ve yakın çevre olduğu için bunun normal olduğu düşünülebilir
elbette. Ama 2012 seçim kampanyasını tüm boyutlarıyla ele aldığımızda da
biliyoruz ki geleneksel yöntemler sanıldığının aksine terk edilmiş değil,
aksine tüm hızıyla geri dönüş yaşamaya başladı bile...
Cep Telefonları Haber Alma Yarışının
Neresinde?
Kayıtlı seçmenlerin %27’si 2012 Amerikan seçim kampanyası sırasında cep telefonlarını seçim haberleri veya çeşitli siyasi içerikli haber almak amacı ile kullandığını söylüyor.
Kayıtlı seçmenlerin %27’si 2012 Amerikan seçim kampanyası sırasında cep telefonlarını seçim haberleri veya çeşitli siyasi içerikli haber almak amacı ile kullandığını söylüyor.
Cep telefonunu bu amaçla
kullanan seçmenlerin %37’si liberal, %28’i ılıman ve %25’i muhafazakâr olduğunu
beyan etti. Kampanya müddetince cep telefonunun siyasi bir araç olarak
kullanılmasının liberallerde daha yaygın olduğunu söylemek mümkün olsa da, cep
telefon kullanımının yaygınlığını düşünecek olursak %27’lik oran bize seçim
dönemlerinde bu mecranın “haber alma” amacıyla kullanımının yüksek olmadığını
gösteriyor.
Bağış yapan seçmenin %10’u yaptıkları bağışı cep telefonu aracılığı ile yaptığını belirtmiş olması da yine cep telefonlarının bu alandaki kullanım yetersizliğini gösteriyor.
Sonuç...
PEW’in araştırma sonuçlarına toplu bakacak
olursak, 2012 Amerika Birleşik Devletleri Başkanlık seçimi süresince yeni
gelişen iletişim teknolojilerinin seçim kampanyalarında varolan etkisinden
bahsetmemek mümkün değil. Fakat, tek tek ele alındıklarında henüz hiçbiri seçim
haberi alma konusunda televizyon haberlerini geçebilmiş değil. İletişim
mecralarının sayıları arttıkça yeni
mecraların yeni kullanıcılar bulduklarını da söylemek mümkün. Özellikle genç
seçmeni siyasal katılım sürecine dahil etmek için yeni yöntemleri göz ardı
etmek mümkün değil. Tüm bunların sonucunda ne oluyor?
Kampanya Bütçeleri Artıyor Artıyor Artıyor...
Farklı katagorideki seçmenlerin farklı
mecraları tercih etmesi ve farklı iletişim mecralarını farklı amaçlarla
kullanması siyasi kampanyaların seçmenlere ulaşabilmek için daha fazla yatırım
yapmasını gerektiriyor ve kampanya bütçelerinin her geçen gün büyümesine neden
oluyor. 2008 seçimlerine göre %13 daha fazla büyüyerek 6 milyar dolarlık
harcama ile rekor bütçeye ulaşan 2012 Amerikan seçimleri bize bize artan
bütçenin ulaşabileceği boyutları gösteriyor.
http://pewinternet.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder